Geçtiğimiz günlerde Herşeyden Bir Tutam'ın blogunda okuduğum bir posttan etkilenerek yazıyorum bu entry'yi. Kendisi İnstagram'da başlayan "The Balm Aşkı" tagini bloguna taşımak istemiş, ne kadar iyi bir fikir diye düşündüm bende, özellikle benim gibi bir The Balm hastası için! Blogumun yarısı The Balm ürünlerinden oluşuyor zaten! Ama ne yapayım, Türkiye'deki drugstorelarda The Balm ile yarışacak kalitede bir marka bulmak nadir bir durum...
Bu postta şimdiye kadar The Balm'dan aldığım ve en çok beğendiğim ürünleri paylaşmak istedim. Uzatmadan ürünlere geçelim.
"Meet Matte Nude" içinde tonları sıcaktan ve soğuğa, renkleri kahverengiden lilaya değişen 9 farı barındıran bir palet. Her makyajımda kullanıyorum desem yalan olmaz. Mat far bence kalitesizliği en rahat gösteren bitiş çeşitlerinden biri. Sedefli farlar genelde hep daha "kaliteli" geliyor bana. Fiyatı ne olursa olsun, berbat bir sedefli farla karşılaştığım nadirdir. Ama mat farlar... Şimdiye kadar tozutan, iyi pay-offu olmayan o kadar çok mat far aldım ki... Neyse ki Meet Matte Nudeki farlar o farlardan değiller. Bu arada bu palet, The Balm'ın daha önce çıkartdığı, çok daha küçük boyutlu olan "Meet Matte"in ikinci bir versiyonu. Diğer palet elimde olmadığı için bir karşılaştırma yapamayacağım ne yazık ki...
Meet Matte Nude'a dönecek olursak, kendisini her makyajımda kullanmamın nedeni sadece farların kalitesi değil, renklerin skalasının geniş olması aynı zamanda. Gerçekten neredeyse her göz makyajına uyacak renk var bu palette. İlk bakışta farlardan bazıları Nude Tude paletindeki farkların tekrarı gibi geliyor ama aralarında ufak nüanslar var. Örneğin buradaki "Matt Wood" rengi palette Nude Tude'daki "Sleek" ile aynı renkmiş gibi görünse de, elinize veya gözünüze sürdüğünüzde Matt Wood'un daha açık bir kahverengi olduğunu görebiliyorsunuz. Diğer benzettiğim (ancak yine de aynı olmayan) far çifti ise "Matt Garcia" ve Nude Tude "Sexy." Fakat Sexy çok daha kırmızı bir kahverengi. Yani demek istediğim kısaca şu: elinizce Nude Tude varsa Meet Matte Nude'u almaktan çekinmeyin, çünkü hiç de benzer değiller. Hatta almanızı tavsiye bile ederim, çünkü Meet Made Nude'daki farlar, Nude Tude'daki sedefli farları çok iyi tamamlayacaktır.
Matt Singh - Matt Wood - Matt Rosen - Matt Johnson - Matt Garcia - Matt Malloy |
Flaşsız çektiğim swatch fotoğraflarında her farı iki kat sürdüm ve baz kullanmadım. Sürme sıram biraz ters gelebilir, ancak en çok kulladığım sıradan, yani orta sıradaki farlardan başlayarak sürdüm.
Matt Abdul - Matt Lombardi - Matt Hung |
Sıradaki ürün ise aslında daha yeni sayabileceğimiz, benim de yaklaşık bir ay önce aldığım - fakat yine de hemen favorilerim arasında girmeyi başarabilen - "Autobalm", yani ehliyet temalı yüz paletleri. Bu paletlerin iki rengi var ve bendeki Anita Newcar rengi, yani Hawaii'den olanı. (Diğer palet ise California'dan Ivana Movefast'e ait.) Ne yalan söyleyeyim, ben bu paleti içindeki allığın rengi için aldım fakat allık da dahil, paletteki hiç bir ürün beni hayal kırıklığına uğratmadı. Yine her ürünün pay-offu çok iyi ve gayet kalıcılar.
Ben paletteki ürünlerden en çok allığı ve highlighter'ı kullanıyorum; ancak sedefli bir gri/pewter rengindeki gözkapağı farı ve mat bitişli kopkoyu bir mor olan crease farı da gayet güzel.
Allığa gelirsek kendisi tam "bublegum pink" diye tarif edilen canlı pembelerden. (Gerçi nedense fotoğraf makinem bu allıktaki sarı alt tonları öne çıkarmakta ısrar etti.)
Highlighter ise öyle bir highlighter'dan normalde beklediğimiz gibi simli, sedefli bir dokuya sahip değil. Kendisi tam tersine (neredeyse) mat. Ama ilginç bir şekilde, sürdüğünüzde uyguladığınız bölge neresi ise orayı çok güzel aydınlatıyor. Ben bu highlighter'ı en çok brow bone adı verilen kaş kemiği bölgesinde ve burnuma contour yaparken, burnumun kemik ve tip noktalarında kullanıyorum.
Autobalm Anita Newcar'ın swatch fotoğraflarını biraz sonra bahsedeceğim No Money, No Honey overshadow ile birlikte çektim, fotoğraf kalabalığı oluşmasını engellemek için. (Hahah, ironiye bakar mısınız?! Yine gereğinden fazla fotoğraf ekledim ama olsun, çaba göstermem de bir şeydir yani!)
No Money, No Honey Overshadow - Anita Newcar Blush - Anita Newcar Highlighter - Anita Newcar Lid - Anita Newcar Crease |
Evet, sıradaki ürün The Balm'ın "overshadow" olarak adlandırdığı toz farlarından "No Money, No Honey."
The Balm Sexpot Overshadow - No Money, No Honey |
Aslında blogda yine bu overshadowların bende olan diğer iki renginden bahsetmiştim, ve o postta söylediğim her şey bu renk için de geçerli. Fakat No Money, No Honey rengi benim için daha fazla avantaja sahip. Öncelikle altın ve şampanya (altın daha ağır basıyor) tonlarında yansılmaları olan bu far, "Work Is Overrated" ve "If You're Rich, I'm Single" (bendeki diğer iki renk) kadar parlak değil, bu da onu günlük kullanım için daha uygun yapıyor. Ve nedense No Money, No Honey de daha az dökülme (fallout) yaşıyorum. No Money, No Honey'yi genellikle tearduct (gözyaşı bölgesi?) bölgemde kullanıyorum, yani ürünlerin tasarlandığı amaçlarına uygun olarak diğer farların üzerinde değil. Bir de sanki Nikkie Tutorials'ı bir kere bu farı highlighter olarak elmacık kemiklerinin üst kısımlarına sürdüğünü görmüştüm sanki ama hafızam beni yanıltıyor da olabilir. (Büyük ihtimalle yanıltıyor.)
The Balm Sexy Mama Translucent Powder |
Postta bahsedeceğim en son ürün yukarıda resmini gördüğünüz "Sexy Mama" translucent (transparan?) pudra. Bu ürün aslında bende uzun süredir var, ve sürekli başka pudralar denesem de eninde sonunda buna geri dönüyorum. Örneğin en son denediğim Make Up For Ever'ın HD serisindeki pressed transparan pudrasından çok daha başarılı. Bence bu pudranın başarısı diğer pudralar gibi beyaz olmamasından geliyor. Sürdüğümde bitişi gerçekten transparan, yani gözle görülemiyor ve beyazımsı bir gölge bırakmıyor yüzümde. Hiç bir zaman cakey (kalıp gibi?) durmuyor ve makyajımı çok iyi set ediyor. Fakat bunu göz altlarımı sabitlerken kullanmıyorum. Göz altlarımı sabitlemek için daha sonraki postlarda bahsedeceğim, daha başarılı bir ürün buldum.
Bugünkü post gereğinden uzun oldu, ama uzunca bir süre yazmamanın acısını çıkartmak istedim sanırım. Bir sonraki entryde görüşmek üzere!